Kuluçka Makinesi
Kuluçka makinesi 3000 yıldır insanlar tavuklar için doğası gereği çok basit olan kuluçka sistemini geliştirebilmek adına büyük uğraşlar verimişlerdir ve geliştirmeye devam etmektedirler. Peki, kuluçka için hangi yollardan geçerek günümüzdeki seviyesine geldi ? İşte sorunun cevabı! Eski Mısır Uygarlığı: M.Ö 3000’lerde üzeri kubbe biçiminde kapalı tuğladan yapılmış silindir şeklindeki yapıların içinde ilk kuluçka makinesini yaptılar ısı yandaki odacıklara ortada baca şeklinde kalan aralıktan dağılıyordu. Bu silindirik yapılarda ısı saman, deve gübresi ve kömür yardımıyla sağlanıyordu. Bu silindir biçimindeki yapının içerisinde birden çok kuluçka odaları yer alıyordu ve bu odalara giriş için küçük delikler vardı. Yüksek ısı gelmesi durumunda ısıyı dengelemek için küçük hava delikleri bırakılmıştı. İçerdeki ısı ayarı hayatını bu işe adamış termometre gibi çalışan insanlarca yapılıyordu. Bu kişiler ısının yeterliliğini göz kapaklarıyla dahi anlayabiliyorlardı. Mısırlılar o dönemde 90.000 kapasiteye sahip dev kuluçka makineleri inşa etmişlerdi.
Kuluçka makinesi Çin uygarlığı M.Ö 1000’li yıllarda iki farklı yöntem geliştirdiler. Bunlardan birincisi bugünkü biyogaz teknolojisine benzer bir çalışmaydı. Sönmemiş hayvan gübresinin çürümesi esmasında oluşan ısıyı kullandılar Çinliler bu gübrelerin içine saman ve yumurta takviyesiyle üzerini pirinç kabuklarıyla kapattılar ve ısının dışarı çıkmasını engellemeye çalıştılar. Bu yöntem başarılı olmasına rağmaen yüksek çıkım kazandırmamıştı. İkinci yöntem ise Mısırda uygulanan yönteme yakın bir teknikti silindir şeklinde ters bir huniyi andıran binanın bir katmanına saman, pirinç kabukları ve gübrelerden elde edilmiş küller doldurularak ısının yandaki odacıklara etki etmesi sağlanıyordu. Bu odacıklarda sepetlerde sallanan yumurtalar yer alıyordu ve bu sepetler sayesinde yumurtaların dönmesi sağlanıyordu.
Kuluçka makinesi : Filipinlilerin kuluçka makinesi yöntemi ise oldukça ilginçti. İnsanın vücut sıcaklığından yararlanarak yumurtalar kuluçka yapılıyordu. Yumurtalar ağaç sopaların arasına sıralanıyor üzerine o dönemdeki ısıyı tutması için battaniye benzeri örtülerle kapatılıyordu. Üzerine bu işler için parayla tutulmuş işçiler 21 gün boyunca yumurtanın ısısını korumak için yatıyordu. Afrika’da da Filipin adalarındakine benzer bir yöntem kullanılıyordu. Deve kuşu tüyleriyle kaplanmış yumurtaların üzerine genç kızlar yatırılıyordu. Genç kızların yüksek vücut ısıları yumurtaların çıkımını sağlıyordu.
Kuluçka Makinesi Avrupa’da 1600 dönemlerde Mısır’dan uzman kişiler getirilerek oradaki düzeneğin aynısı uygulanmaya çalışıltılar fakat Avrupa’nın soğuk ve sert iklimi bu sisteme izin vermedi. Avrupa’da kuluçka makinasının gelişimi 1750 yılında Fransız bilim adamı Beaunur’un termometreyi kullanmasıyla başladı. İlk başlarda katı yakıtlarla direk ısıtma yöntemleri kullanıldı fakat bunda çok başarılı olunamadı. En önemli başarı 1881 yılında Hearson’un yaptığı sıcak su ile çalışan ilk ticari kuluçka makinası ile geldi. Daha sonraları bunu yenileri takip etti. Ancak ilk otomatik kuluçka makine 1922 yılında yapılabildi. İnsanoğlu her ne kadar akıl ve zekâsı sayesinde bilime sahip olsa da birçok insanın bugün dahi bazen küçümseyebildiği tavuk mucizesinin gerçekleştirdiği nem ve ısı kombinasyonu halen %100 olarak taklit edebilmiş değil. Zaten M.Ö 3000 yılından bu yana yapılan çalışmalar ve uygulanan tekniklere sadece aynı kombinasyonun geliştirilmişi. M.Ö 3000’de ısı ve nem kombinasyonu sağlanıyordu. Geçmiş ve günümüz arasında sadece uygulama yöntemleri farklıdır.